KRİLL YAĞI
Krill yağı olarak da bilinen Euphausia superba, çoğu balığın beslendiği, Antartika okyanusunda yaşayan marin ekosistemine ait bir canlıdır. Genellikle su sporları endüstrisinde kullanılsa da geçtiğimiz yıllarda besin takviyesi olarak kullanılabileceği keşfedilmiştir. 2008 yılında FDA tarafından ilk defa onay alarak gıda takviyesi olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Krill yağı, A vitamini, E vitamini, n-3 çoklu doymamış yağ asitleri, fosfolipitler, astaksantin ve flavonoidler başta olmak üzere zengin besin içeriğine sahiptir., Miristik asit, palmitik asit, palmitoleik asit, vaksenik asit, oleik asit, EPA ve DHA krill yağında en çok bulunan yağ asitleridir. Balık yağında sadece trigliseritler bulunurken krill yağında trigliseritlerin yanında fosfolipitlerin de bulunması bu yağın besin takviyesi olarak kullanılmasında önemini arttırmıştır. Krill yağındaki ana fosfolipit, fosfatidilkolindir ve fosfatidilkolin’e bağlı toplam yağ asitlerinin %40’ı eikosapentaenoik asit (EPA) ve dokosaheksaenoik asitten (DHA) oluşur. Çoğu EPA ve DHA fosfolipid fraksiyonu halinde bulunduğu için iki yapının biyoyararlanım oranları balık yağına göre fazla olmaktadır. Yağ asitlerinin yanında ayrıca kolin maddesi de krill yağında bulunur. Kolin, ,homosestein redüksiyonunda, lipid taşınmasında,nörotransmitter ve fosfolipid sentezinde kullanılır.
Krill yağının en önemli bileşenlerinden biri de farklı alg ve marin türlerinde de bulununan bir karatenoid olan astaksantindir. Krill yağına koyu kırmızı rengini veren astaksentin güçlü antioksidant özelliğe sahip olan bir maddedir. Bunun yanında yüksek miktarda tokoferol (E Vitamini) içermesi yağın antioksidant özelliğini arttırmaktadır. Dondurulmuş krillerde ayrıca A vitaminin bulunması immün sisteminin güçlendirilmesinde ve enfeksiyon hastalıklarına karşı direnç sağlamaktadır. Favonoidler bakımdan zengin olması yapısına antioksidan, antibakteriyel ve immünomodülatör aktivite kazandırmaktadır. EPA ve DHA haricinde içerisinde kolinin de bulunması nörotransmitterlerin sentezinde ve fosfolipidlerin yapısı için önemli bir avantaj sağlamaktadır.
Krill yağının yağ asitleri ve antioksidan bakımından zengin olması bilim insanlarını besin takviyesi olarak insan vücuduna olan yararını incelemeye teşvik etmiştir. Beta- amyloid plaklar üzerinde yapılan çalışmalara göre astaksantin bileşiğinin hücresel apoptozu uyarması, krill yağının nöroprotektif olarak kullanılıp aynı zamanda hafızayı geliştirebilecek bir etkiye sahip olabileceğini gösterilmiştir. Nöroprotektif özelliğinin yanında krill yağının bilişsel ve depresyon gibi davranışsal problemleri test etmek amacıyla pre-klinik çalışmalarda yapılmıştır.Sonuçlara göre sıçan deneyinde bilişsel olarak anlamlı ölçüde gelişmeler yaşanmıştır. Ayrıca imipramine ile yapılan bir deneyde depresyona karşı davranışsal düzeyde bir iyileşme saptanmıştır.
Son olarak, krill yağının içeriğindeki antioksidan ve EPA başta olmak üzere diğer yağ asitlerini de göz önünde bulundurduğumuzda balık yağına göre yapısal ve biyoyararlanım açısından avantajlara sahiptir.Yapılan deneyler yağın, bilişsel özelliklerin ve depresyon üzerinde de etkili olduğunu göstermiştir.Yeni keşfedilen krill yağının beyin ve zihin sağlığı üzerinde önemli faydalara sahip olması balık yağına da bir alternatif oluşturmaktadır. Spesifik bilişsel hastalıklar başta olmak üzere günlük hayatta destekleyici bir gıda takviyesi olarak kullanılması zihin fonksiyonlarımızın desteklenmesi için uygun bir gıda olduğunu göstermektedir.
KAYNAKÇA
- Colletti, A.; Cravotto, G.; Citi, V.; Martelli, A.; Testai, L.; Cicero, A.F.G. Advances in Technologies for Highly Active Omega-3 Fatty Acids from Krill Oil: Clinical Applications. Drugs2021, 19, 306. https://doi.org/10.3390/md19060306.
Önerilen Gönderiler
ZİHİN TAKVİYESİ: KOLİN
- Ekleyen yazar
- 0 comments
ZİHİNSEL GELİŞİMDE “SATRANÇ”
- Ekleyen yazar
- 0 comments
Beynimiz ve Mor Gıdalar
- Ekleyen Zihni Fit
- 0 comments
Nefes ve Yoga
- Ekleyen Zihni Fit
- 0 comments
Omega-3 ve Zihin Sağlığı
- Ekleyen Zihni Fit
- 0 comments