1982 yılının bir sonbahar akşamı girdi zehir kanıma… Bir ilkokul arkadaşımın evinde toplanmıştık; oyuncakların arasında bir Rubik Kübü gördüm ilke defa. “Aaa!... Ne güzel! Her yöne dönüyor” dedim. İki tane sarı kareyi yan yana getirmeye çalışırken, üçüncüsü bozuldu! “Hmmm…” dedim, “Bu o kadar da kolay değilmiş!” Ve o günden beri yeni soru türleri, zorlayıcı bulmacalar, şaşırtmacalı sorular benim hayatımın odağını oluşturdu. Boş vakitlerimde hep soru çözer oldum; şekiller, sayılar, 3 boyut, mantık bulmacaları, ne olursa… Öyle bir noktaya geldim ki, Türkiye çapında bir yarışmacı oldum, 6 defa ülkemizi Dünya Zeka Oyunları Şampiyonalarında temsil etme hakkı kazandım, bireyselde dünya 22.’liğine kadar ulaştım, takım olarak 5.’lik kazandık. Ama en güzeli, hayata farklı bir bakış açısı edindim. Başkalarının canını sıkan, çözümsüz gibi görünen problemler benim için bir eğlence halini aldı. Herhangi bir çözüm bulmak da yetmiyordu bana; evrensel ve en optimal çözümü bulmalıydım ki, bir daha kimse bu konuda kafa yormak zorunda kalmasın. Finans sektöründen güneş enerjisine kadar çok farklı alanlarda, olmaz denen projeleri oldurmak için göreve çağırıldım profesyonel kariyerim boyunca. Böyle devam etmek amacındayım, Allah’ın izniyle. Bunun için, bulmaca çözmeye, yeni soru türleri araştırmaya devam!...

Yogaya 2005 yılında hamile yogası ile başladı. Yin Yoga Yogada Uzmanlaşma atölyesi ile yoga seansları vermeye başladı. Richard Freeman ile Yoganın Özü, Hart Lazer ile Güvenle Öğretmek, Ürün Kurtiç ile Temel Yoga, Paul Grilley ile Anatomi, Bernie Clark ile Omurga Anatomisi eğitimlerini bitirdi. Leiden Üniversitesi Bilinçli Farkındalık, Svagito Liebermeister’ın Osho Aile Dizilimi ve Zen terapisi, Devapath, Dwari ile Elmas Nefes ve Meditasyon, Universal Enerji atölyelerine katıldı. Yoga ile katılımcılarının kendi nefeslerini, ışıklarını, içlerindeki gerçek sevgiye ulaşmaları konusunda cesaretlendiriyor. Profesyonel yaşamında da davranış, kalite ve liderlik seansları veren Lebriz, yoganın terapisel koşulsuz mutluğunu yoga matı üzerinde paylaşıyor.

1972 yılında İstanbul’da doğdum. 1989 yılında Kadıköy Anadolu Lisesi’nden mezun olarak aynı yıl İstanbul Tıp Fakültesi’nde, yaygın şekliyle “Çapa” Tıp Fakültesi’nde eğitime başladım. Üniversitenin ilk yılından başlayarak kendi isteğim ve özel ilgim nedeniyle fakülte bünyesinde yer alan Deneysel Tıbbi Araştırma Enstitüsü, yani DETAM’da, deney hayvanları ile araştırma yapmaya başladım ve Uluslararası Tıbbi Öğrenci Kongreleri’nde sunumlar yaptım. Uzmanlık eğitimimi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Dalı’nda tamamladım. Daha sonra İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü İmmünoloji Anabilim Dalı’nda İmmünoloji Bağışıklık Bilimi) üzerine doktora yaptım. Memorial Suadiye Polikliniği ve Memorial Ataşehir Hastanesi’nde 11 yıl hizmet verdim. Evli ve bir kız annesiyim. İlgi alanlarım arasında arkeoloji, sanat tarihi, İngiliz dili ve edebiyatı bulunuyor. Klasik müzik ve rock dinlemekten zevk alıyorum. Resim yaparak ve piyano çalarak dinleniyorum. Kitap okumak da büyük tutkum.

1995 yılının Ağustos sıcağında doğdum. 2013’te TED Ankara Koleji’nden mezun olduktan sonra Başkent Üniversitesi’nde Beslenme ve Diyetetik lisansıma başladım. Lisansımı tamamlarken birçok yerde staj yaparak, danışmanlıklar vererek ve sertifika programlarına katılarak kişisel gelişimimi sürdürdüm. 2017 yılında Başkent Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik tezli yükseklisansıma başladım. Bu süreçte Oranium Sports’ta ve Duetto Clinic’te Kilo Yönetim Diyetisyenliği yaptım. Daha sonra Pronokal Group’ta Diyetisyen ve Tanıtım Uzmanlığı, Dr.Hakan Erbil Polikliniği’nde yine Kilo Yönetim Diyetisyenliği yaptım. Evliyim ve ilgi alanlarımın arasında basketbol bulunuyor.

Yarım asırdır bu dünyadayım. Kadıköy Anadolu Lisesi’nden ve Yıldız Teknik Endüstri Mühendisliği’nden mezun oldum. 4-5 yaşlarında okumayı kendi kendime öğrendiğimden beri bir kitap oburuyum. Halen ayda 9-10 kitap bitirmezsem rahat edemem. 90’ların ortasından itibaren TV’de bilgi yarışmalarına katılmaya başladım. İlk yarışmalarım 1995’te Çarkıfelek ve Riziko idi. Bu alanın iki efsane sunucusundan Halit Kıvanç ile hiç bir araya gelemedim ama 90’ların sonunda emekli olmadan önce Bülent Özveren’in yarışmalarına 4 kez katıldım. YİRMİden fazla yarışmada ALTMIŞdan fazla kez genel kültür yarışmalarında ekrana çıktım. Türkiye 1. liğim, Türkiye 2.liğim, Türkiye yarı finalistliklerim var. TRT’de bir genel kültür yarışmasına soru hazırladım. Evli ve bir kız babasıyım. Kedi manyağıyım. Kedi evladımı çok genç yaşındayken kaybettikten sonra evde başka kedim olmadı ama sokaktaki tüm kediler ve muhtaç tüm köy çocukları benim evladım. Onlar için verimli çalışmalar yürütüyoruz kız kardeşimle. Rock ve metal ağırlıklı olmak üzere kaliteli her türlü müziği dinlerim. Sinema en büyük tutkum. Üniversite çağında fanzinlerde yazılarım çıktı. Son 8 yıldır da 25 yıldır çıkan bir sektör dergisinde (Dağıtım Kanalı) aylık sinema yazılarım çıkıyor. www.dagitimkanali.com.tr/author/adem Sinema yazılarımdan bir kısmının yer aldığı bir internet bloğum var. sinemaadem.blogspot.com/ Online edebiyat dergisi ”Eserekli”de sinema yazılarım, hikayelerim ve şiirlerim yayınlanıyor. www.esereklidergi.com/

Ortaokul ve lise yıllarında Bilim ve Teknik Dergisinin arkasındaki sorulardan, gazetelerin eklerinde yer alan bugünkü bilinen adı “Sudoku” o günkü adıyla “Diamond” ile tanışarak Zekâ Oyunları yolculuğuma başladım. 1997’de üniversite sıralarında Türk Beyin Takımı (TBT) ile tanıştım. TBT eğitimlerine katıldığımda, her sene Türkiye çapında yapılan yarışma sonucunda 4 kişilik Türk Beyin Takımı seçildiğini ve Dünya Şampiyonasında, Türkiye’nin temsil edildiğini öğrendiğimde, aradığım öğrenme yolculuğunun bu olduğunu hissettim. Zekâ oyunları dünyasında soru çözdükçe öğrendim, öğrendikçe ne kadar çok yolum olduğunu gördüm. Zamanla Türkiye çapında bir soru çözer oldukça ilk defa 2001 yılında Türk Beyin Takımı’na girmeyi başararak Dünya Şampiyonasında Türkiye’yi temsil etme fırsatını yakaladım. Toplamda 4 defa Dünya Zekâ Oyunları Şampiyonalarında, 1 defa da Dünya Sudoku şampiyonasında ülkemizi temsil etme hakkı kazandım. Herkesin bu dünyayla tanışabilmesi için de “Mantık Oyunları” kitapları yazdım. Peki bunlar hayatımda neyi değiştirdi, bu yolculuğa çıkanların hayatında neyi değiştirir? Tıpkı düzenli olarak fiziksel spor yapan kişiler nasıl formda kalıyorsa ve vücudundaki tüm kasları kullanmayı öğreniyorsa, Zekâ Oyunları çözmek sayesinde bu yolculuğa çıkanlarda zihni/beyni formda tutmayı, farklı düşünme biçimleriyle çözümsüz gibi gözüken birçok olayı çözmenize yardımcı olur. Kişiye sistemli düşünme alışkanlığı kazandırır, hayatın her alanında problem çözme becerisinin gelişmesini sağlar. Olayların sebep-sonuç ilişkisini kavramayı ve çözüm üretmekte hız ve kolaylığı sağlar. Rutin iş hayatında ya da günlük hayatta kalıplara sıkışmış beyinleri özgürleştirir, bakış açınızı zenginleştirir. Fiziksel açıdan formda kalmak için nasıl düzenli idman, dengeli ve doğru beslenme önemliyse, zihinsel olarak da fit kalabilmek için düzenli olarak zekâ oyunları oynamak/çözmek, doğru beslenmek o kadar önemlidir. Zekâ oyunlarına başlamak, zihnimizi fit hale getirmek için hiçbir zaman geç değildir, en doğru zaman başlamaya karar verdiğiniz andır.