Hayatımızın bir parçası kahve artık. Ancak günde ne kadar kahve içmeliyizin cevabı herkeste kafa karışıklılığı yaratıyor. 2017’de 200’den fazla meta-analizi analiz eden bir incelemede, günde 3 ila 4 fincan kahve içmenin genellikle zarardan ziyade faydasını olduğu bulunmuştur. Ancak, araştırmalarında belirtilen günlük tüketimi fazla bulan bazı araştırmacıların ise zararlı etkinin tüketilen kahve miktarından değil tüketilen kahvenin içindeki kahve oranından kaynaklanabileceği düşünülmektedir.
Kahvenin adenozin reseptörlerini bloke eden kafein de dahil olmak üzere adenozin antagonistlerinin yaşlanan beyin için faydalı olduğuna dair kanıtlar bulunması, kahvenin sürekli olarak depresyona karşı koruduğunu göstermektedir.
Kahve ayrıca fiziksel performansımızı da etkiliyor. Amatör bisikletçiler arasında yapılan çalışmalarda kahve tüketen grubun fiziksel performansı %1.7 oranında arttırdığı bulunmuştur.
Kafein beyne giden damarlarda kan akışını düzenlemekte bu neden ile de Alzheimer riskinin %60 oranında azaldığı gösterilmiştir. Ancak bu durumun migrene sahip olan kişilerde olumsuz etki yaratabileceği ve migren ataklarını arttırabileceği ön görülmüştür.
Ancak, birçok kafeinli içeceğin içerdiği diğer maddeler nedeniyle farklı etkilere sahip olabileceği bulunmuştur. Bu farklılık kahve türleri için de geçerlidir. Kavrulmuş kahve antioksidan ve antiinflamatuar yönünden aktif biyomoleküller içerir. Aynı şekilde, hazır kahvenin filtre kahveden daha fazla sağlıklı polifenol içermesine rağmen aynı zamanda daha fazla kanserojen akrilamid içerdiği söyleniyor. Kısacası, beyin gelişimi konusunda birçok faydası bulunan kahvenin hazırlanış ve yapılış şekline göre de faydaları çeşitlenmektedir.