Son yıllarda, doğal bileşenlerin insan sağlığını koruma ve iyileştrmek için keşfedilmesi bilim dünyasında önceliklendirilmektedir.Bu bileşenlerden biri de üzüm ve meyvelerde bulunan Resveratrol’dür. Resveratrol, kardiyovasküler hastalıkları azaltma, kanser ve virüslerle savaşma, anti-inflamatuar etkiler gösterme gibi potansiyel sağlık faydalarıyla bilinir.
Özellikle stresin neden olduğu ruhsal bozukluklar olan depresyon ve anksiyeteye karşı potansiyel bir çözüm olarak görülen resveratrol, araştırmacıların ilgisini çekmektedir. Ancak, şu ana kadar yapılan çalışmalar genellikle hayvan modelleri üzerinde gerçekleştirilmiş olup, insanlar üzerindeki etkilerinin kesinleşmesi için daha fazla klinik çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır.
Majör depresif bozukluk psikiyatrik hastalıkların arasında yüksek derecede mod bozukluğu,depresyon ve anksiyete komorbiditesi ile karakterize edilmektedir. Bu bozukluklara çözüm getirebilmek için bilim dünyası çaba sarf etmektdir.
Resveratrol’ün etkileri incelendiğinde, özellikle stres hormonu olarak bilinen kortikosteronun etkilerini bloke ederek anti-stres etkisi gösterdiği görülmektedir. Ayrıca, fareler üzerinde yapılan çalışmalarda, depresyon ve anksiyete belirtilerini azalttığı gözlemlenmiştir. Dopamin, serotonin ve nöropeptid Y gibi ruh halini düzenleyen kimyasalların seviyelerini arttırarak bu etkilerini göstermektedir.
Resveratrolün depresyon ve anksiyete gibi ruhsal bozukluklara potansiyel bir çözüm olabileceğine dair umut verici bulgular bulunmaktadır. Ancak, bu doğal bileşiğin etkilerinin daha iyi anlaşılabilmesi ve güvenli bir şekilde kullanılabilmesi için daha fazla bilimsel çalışmaya ihtiyaç vardır.